14 Kasım 2009 Cumartesi

Son günlerde okuduklarım...

Kitap kokusunu sevmeyen var mıdır? Ben bayılırım. Kapağında parmaklarımı dolaştırmak, kokusunu büyük bir zevkle ciğerlerime doldurmak bana göre çok keyiflidir. Hele ki mevsimlerden kışsa, ben evdeysem, yanımda taze demli çayım varsa değmeyin keyfime. Bu uğurda gözlerimi bozmuşluğum bile var, düşünün artık kitap okumanın benim için anlamını.
İntenetin tüm nimetlerini sonuna kadar kullanan bir insan olarak yapmadığım, yapamadığım tek şey belki de kitap satın almak. Ben kitapçıya gidip, sayfaları karıştırmaktan, tek tek harflerine bakmaktan hoşlananlardanım.

Daha kumaşlarımı almadım, dolayısıyla size gösterebileceğim muhteşem(!) bir eserim yok. Eee boş mu dursun bloğum:D Paylaşmak lazım diyerek yola çıktığıma göre, en güzel paylaşımlardan birini yapmak istedim ve işte bu ay okuduğum kitaplarım: 


Amin Maalouf'un sade ama akıcı diliyle yazılmış iki kitap... Ömer Hayyam'ın elyazması Rubaiyat'ın Semerkant'tan Titanic'e uzanan öyküsü. Bir solukta büyük bir keyifle okudum.
İkinci kitap Doğunun Limanları, aynı keyifle bitirdiğim, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Beyrut ve Fransaya uzanan trajik bir aşk öyküsü. Amin Maalouf'u henüz okumayan varsa şiddetle tavsiye edilir.

Bugüne kadar nasıl olup da Sabahattin Ali okumadığıma bu kitabı bitirdikten sonra çok hayıflandım doğrusu. Eşimin kendine aldığı kitaba göz atmak bahanesiyle elime aldım ve bırakamadım. Hiçlik duygusu ve çaresizlik bu kadar güzel anlatılabilinirdi ancak.
Elveda Gülsarı'ya büyük bir hevesle başlamıştım. Cengiz Aytmatov sevdiğim yazarlardandır çünkü. İlk başlarda bana çok durağan geldi kitap, kimi zamanda çok sıkıcı. Ama yılmadım okumaya devam ettim. Kitap beni çok etkilemese de yine de Aytmatov okumak zevkliydi.
İşte beni can evimden vuran kitaplardan biri. Uçurtma Avcısı'nın sinemaya uyarlandığını ve filmin iki ödül aldığını açıkcası kitabı almadan bilmiyordum :( Nazo'nun bloğunda gördükten sonra almaya karar vermiş, ama fırsatını bulamamıştım. En sonunda aldım ve okudum, hatta okumaktan çok içtim.  Mutlaka okunması gereken kitaplardan biri bence. Hatta bu kitaptan hemen sonra da aynı yazarın "Bin Muhteşem Güneş" adlı romanını da aldım. Onu da beynimin ve kalbimin süzgecinden geçirdim büyük bir keyifle. (Kitap kapağına bayılmıştım alırken. Kitabı bir arkadaşıma okuması için verdiğimden maalesef fotoğrafını çekemedim:( )
 
Benim gibi salt, kuru tarih okumaktan hoşlanmayanlardansınız bu kitap tam size göre(Tam bir reklam cümlesi oldu. Duyan da kitabın yayınevinin sahibiyim sanır :D )Şiirsel bir dille yazılmış, İstanbul'a farklı bir gözle bakmama sebep olan Katre-i Matem (Matem Damlası) İskender Pala'nın okuduğum ilk kitabı. Tesadüf eseri elime geçti bu kitap. Genelde belli dönemler belli kitaplara talep çok artıyor (bestseller dediğimiz kitapları kastediyorum). İşte kitap ne kadar güzel olursa olsun ben o kitabı, o dönemde okuyamıyorum. Sanki kitaba hakkettiği değeri veremeyeceğim hissine kapılıyorum. Dolayısıyla kitapçıda da gördüğümde ilgilenmedim bile bu kitapla. Can dostumla gittiğimiz kitapçıdan, O'nun yoğun isteklerine karşı koyamayarak elimde Katre-i  Matem ile çıktım. Hemen arkasından da Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk'ı aradım buldum.  Dün Beyazıt'taydım ve bu sefer yaşadığım İstanbul'a farklı bir gözle baktım. Kapalıçarşı'da hızlı hızlı  dolaşmak yerine, her taşına, her köşesine bakarak daldım koridorlarına.  Farketmesek de, ara ara unutsak da ne güzel bir şehirde yaşıyoruz! Çok keyiflendim dün çok :D 


Bunlar da okunmayı bekleyen TÜYAP ganimetlerim :D Her zamanki gibi fuarın son gününde gittik ve insan seline karıştık eşimle. Her sene fuar başlamadan haftaiçi gitmek lazım dememize rağmen, son güne kalmamız da takdire değer doğrusu. Neyse, kitap fiyatları fuar olmasına rağmen maalesef çok da uygun değildi. En azından her keseye uygun değildi. Ezilmemeye çalışarak, kan ter içinde standlara göz attıktan sonra Tübitak'ın standında aldık soluğu. Matematiğin Aydınlık Dünyası eşime, Jules Verne'ler bana :D Bence gayet adaletli bir alışveriş oldu:P

Bugünlük de bu kadar olsun ;)
Herkese iyi haftasonları :D 

6 yorum:

İğne İle İplik dedi ki...

En çok sevdiğim kitaplardan birine ( Doğunun Limanları) en bayıldığım yazarlardan birine (Jules Verne) yer verdiğin için çok minnettarım:)
Bende şiddetle tavsiye ediyorum:)
Kitap Fuarına bu sene gitmedim:( Niçin:
Öncelikle sınavlarım olduğu için
Sonra 3-5 kuruş biriktirdim kendime hakim olamam hepsi biter gider diye
Ayrıca çok kalabalık olduğu için domuz gribi tehlikesi var diye
En son olarak zaten Tüyap'ta çalışıyorum, bööö geldi artık diye.. -.-

Crafty Engineer dedi ki...

TÜYAP evimize çok yakın olduğu için gidiyoruz biz de her sene. Aslında fuar konseptine uygun olarak fiyatların daha düşük olması gerekir ama maalesef herkes için alınabilir şeylerin sayısı çok azdı. Yani biriktirdiğin para dediğin gibi bir anda bitebilirdi :P
Gerçekten de çok kalabalıktı. Domuz gribine önlem olarak bir sürü insan fuara maskeyle gelmişti. Tabi bu maskeli insanların ellerini her yere dokundurup sonra da ağızlarına gözlerine götürmeleri de ilginçti doğrusu :D

KokoSh dedi ki...

semerkant'ı bende çok severek okudum ama babilde ölüm istanbulda aşk ı okuken çok sıkldımm ve utanrak söylüyorum yarım bıraktım:(

Crafty Engineer dedi ki...

Sevgili KoKosh,
Katre-i Matem'i okudun mu bilmiyorum ama ikisini karşılaştırınca Katre-i Matem'i severek okursun diye düşünüyorum. Çünkü bu romanda kurgu biraz daha dinamik ve okuyucuyu heyecanlandıran bir yapıda. Kitabın sonuna kadar merak içinde bekliyorsun. Okumadıysan dene derim ;)

leyya dedi ki...

öff öff öff gıda niyetine kitaplar hepsi de:))hepsi birbirinden güzel.
bi de mümkünse
kelime doğrulama kalksaaa
yorum yazmak kolaylaşsaaa
mümkün mü acabaaa?
şiir gibi oldu:))

Crafty Engineer dedi ki...

Sevgili Leyyacığım,
Seni de burada görmek beni çoookkk mutlu etti. Yaptığın çantalara büyük bir hayranlık besleyen ve sonunda da dayanamayıp kendi de çanta dikmeye çalışan biri olarak, hoşgeldin diyorum :D
Sen iste yeter ki, kelime doğrulamayı kaldırdım, bol bol yorum yazabilirsin bana :P

Related Posts with Thumbnails