15 Mart 2010 Pazartesi

Nihayet Bir DIY Projesi :))

Bloğumun adını Crafty Engineer koydum ama maaşallah diktiğim 2 çantanın dışında buraya yaptığım hiçbirşeyi koymadığımı farkettim. Aslında neredeyse hergün ufak da olsa birşeyler deniyor, yapıyorum ama ya tembellikten yapım aşamalarını ya da sonucu fotoğraflamıyorum ya da niyetlendiğim her seferinde sevgili fotoğraf makinem beni yarıyolda bırakıyor.
Evleneli neredeyse 2 sene olacak ama evimizi hala dekorasyon açısından istediğim kıvama getiremedim. Bunun en büyük nedeni benim çok zor beğenmem ve birşey alacağımda çokkk uzun araştırmalar yapmamdan kaynaklanıyor. Genel olarak klasik çizgilerden hoşlanmıyorum. Daha modern, minimalist detaylar hoşuma gidiyor. Sonuç olarak da aradığım tarzda birşeyi bulmam pek de mümkün olmuyor. Hatta evlenirken mobilya seçiminde bu nedenle çok sıkıntı yaşamıştık. O dönemde özellikle yatak odalarında  oldukça klasik modeller revaçtaydı. Bir iki marka dışında ne istediğim gibi bir renk ne de model bulamamıştım. Biz de çareyi özel olarak yaptırmakta bulduk. Salonda kullandığımız büfe, masa ve sehpamızı da aynı şekilde yaptırdık, sonuçtan da çok memnun kaldık.
Neyse sadede geleyim. Salon takımım kahve ve krem tonlarda. Dantel vs. de hiç sevmediğimden ve çeyizimdekiler düğün öncesi annemin hatırı kalmasın diye özenle çekmeye yerleştirildikleri ve bir daha gün yüzü görmediklerinden, salonumda özellikle yemek masam için bir örtü arayışına girmiş fakat o dönemde koşturmacadan istediğimi bulamamıştım. Daha sonra alırız diye erteledim doğal olarak. Aklımda koltuklarımın ketenimsi kumaşına uygun bir kumaştan yapılmış bir örtünün hayaliyle dolaştım durdum, ama yok anacığım örtülere kıran girmiş sanki. Sonuç: Elleri boş, gözü yaşlı bir Crafty :D
Geçen hafta uzun zamandır methini duyduğum ama karşıda olması  nedeniyle gitmeyi ertelediğim Kadıköy Cuma Pazarı'na yolumu düşürdüm. Evet, düşürdüm diyorum çünkü karşıya geçmemin asıl sebebi doktora ara raporumu danışman hocalarımdan birine inceletmekti ama ben özellikle gideceğim günü cuma olarak ayarladım ki pazara da gidebileyim. Uzunçayır durağında metrobüsten indim, hocamın çalıştığı üniversiteye doğru sallana sallana yürürken bir yandan da "Umarım pazar yakındır" diye hayyallere dalmıştım ki hemen sol taraftaki o sihirli yazıyı gördüm :D Evet, evet pazarın önünden geçiyordum. O an tüm sesler ve görüntüler dondu, sadece pazar ve ben kaldık :D He he, pazarla aramdaki büyük aşkın tadını çıkarıyordum ki birden hocanın beni beklediği aklıma geldi ve koşar adım üniversiteye yollandım. Hocanın dersten çıkmasını beklerken aklımda alacağım kumaşların muhteşem görüntülerini bir bir geçiriyordum :D İşimi bitirince koşarak hatta uçarak pazara vardım. Hayır elimde de kocaman evrak klasörüm, ama kimin umrunda. Allahım pazara varmamla cennetteyim sandım. O kadar çok kumaş tezgahını hiç birarada görmemiştim. Neyse efendim güzel mi güzel bir sürü kumaşı uygun fiyata aldıktan sonra, bu postun asıl amacı olan örtü için gerekli olan kumaşla gözgöze geldik ve kendisi 10 sn içinde benim oldu :D
Biliyorum çok abarttım ama bu aralar kumaşlarla aramda hakikaten büyük bir aşk var. Rüyalarıma bile rengarenk kumaşlar giriyor.
Daha önce bulduğum bir stencil desenini karton üzerine oyduktan sonray kumaşa boyama yaptım. Kenarlarını da turkuaz renkte iplikle zigzag dikişle bastırdım. İşte ortaya bu güzellikler çıktı :D


Masam ve sehpam için büyük boyuttakini büfem için ise küçük olanı kullandım. Sevgilimle biz çok sevdik bu cicileri, gelip gidip seyrediyoruz :D

Pazar ganimetlerimi de ileriki postlarda yayınlayacağım. İstanbul'da olup da henüz gitmeyen varsa kesinlikle Cuma Pazarı'na uğrasın.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails