10 Temmuz 2011 Pazar

Pazar sabahı 04:30'da uyanmak :S Gecikmiş bir DIY eşliğinde :D

Herkese merhabalar,

Bildiğiniz üzere şu anda Berlin'deyim. Avrupa'da zaman geçirenler çok iyi bileceklerdir ki buranın aslında ne yazı ne kışı çekilmiyor. Neden derseniz efendim, eğer gezi dışında burada bir süre yaşama zorunluluğunuz varsa karşılaşacağınız durumlar şunlar:

  1. Mevsimlerden kışsa, güneşe hasret kalırsınız. Sabah 8 civarı aydınlanmaya başlayan hava 15:30'da kararır. Dolayısıyla içiniz de kararır.
  2. Almanya gibi bir ülkedeyseniz, poponuzun donması çok normal bir durumdur. Zira ben bu kış Berlin'de -20 dereceyi görmüş bir insan evladıyım :) Sözüme kulak verin, deneyim konuşuyor.
  3. Mevsimlerden yaz ise, eğer şanslıysanız güneşi görürsünüz :) Geçen sene tatil amaçlı geldiğimizde sadece yağmur görmüşken bu sene güneşli ve sıcak gün sayısı daha fazla, haksızlık etmeyeyim. 
  4. İstanbul'a göre nemsiz, daha ferah günler geçirmeniz avantajdır.
  5. Yine yaz dönemi sabah 4 civarı hava aydınlanmaya başlar ve gece 23 civarı kararır. Hayır yanlış yazmadım bildiğiniz gece 11'de hava kararıyor! Benim bünyem 3 hafta geçmesine rağmen hala bu düzene alışamadığından uyku problemi çekiyorum. 
Ne kadar evimi özlesem de eşim benimle beraber olduğundan, İstanbul'un nemli havasını ve trafiğini çekmektense, Berlin'de yeşillikler arasındaki sessiz, sakin evimden üniversiteye ıhlamur ağaçlarıyla kaplı caddelerden, üstelik yürüyerek gidip gelmek daha eğlenceli :D

Neyse efendim konumuza dönelim, ben bu sabah 4:30 itibariyle uyanmış, daha sonra da uyuyamamış bir kişilik olarak yeni yeni kendime geldiğimden, boş geçmesin günüm bari bir post gireyim de milletin günü şenlensin deyiverdim (ukala crafty !!!) :D

Ocak ayında sizlerle paylaştığım bir DIY projesi vardı şurada. Aslında pek paylaşmak sayılmazdı, sadece uğraştığım şeyle ilgili ufak bir ipucu vermiştim ama ipin sonunu bir türlü getirememiştim (tembel crafty !!!) :) Aslında proje hemen o hafta içinde bitmişti ama dediğim gibi sizlerle paylaşamamıştım.



Yatak odamızda, yatak başının dayalı olduğu duvar uzuuuuuuuun bir süredir bana çok boş geliyordu. Üstelik bu hali canımı da sıkıyordu. Sonra aklıma o duvara birşeyler boyama fikri düştü amma velakin eli fırça tutabilen bir zat olmadığımdan işi berbat edebileceğim düşüncesiyle teknolojiden yardım aldım :) Üstteki fotoda gördüğünüz ağaç imajını istediğim boyutta büyütüp A4 kağıtlarına parça parça çıktı aldım. İşin en zor kısmı, bu şeklin içini keserek onu stencil haline getirmekti. Zaten beni en çok uğraştıran kısmı o oldu. Halihazırda o sürecin fotosu yanımda yok ama şu şekilde açıklayabilirim. Kağıtları bantla birbirine tuturduktan sonra  kretuar yardımıyla siyah kısımların içlerini oydum. Daha sonra bu şablonu duvara yine bantlar yardımıyla tutuşturdum.

Sonra da bir sünger yardımıyla boşlukların üzerinden hafif vuruşlarla boyamaya başladım.

Bantlarla tutturduğum yerler dışındaki heryerin aynı tonda boyanmasına dikkat ettim. Boyanın kuruduğundan emin olunca kağıtları duvarda söktüm ve tataaammm:

Yakın plandan bantların etkisi daha rahat görülüyor.

Kalan yerleri de fırça yardımıyla, eşsiz (!) kabiliyetimi konuşturarak ben tamamladım :D Ve sonuç olarak her baktığımda daha çok sevdiğim yatak başı ağacım ortaya çıktı :D


Aslında sonradan ağacın sağ dalına öpüşen iki kuş da kondurdum ama onların fotoları ne yazık ki yanımda değil. Dönüşte de o halini paylaşırım ;)

Herkese güzel, uykuların kaçmadığı, keyifli bir pazar dilerim XO

7 Temmuz 2011 Perşembe

Crafty Kayıplarda

Evet çoooooookkk uzun zamandır hiç birşey yazmadım. Nedeni ise, doktora tezimi tamamlayabilmek için yine Berlin'e gelmiş olmam.
Beni takip eden -blogla ilgilenmememe rağmen- sadık blogdaşlarıma bu vesileyle teşekkür edeyim dedim. İyi ki varsınız, cansınız, kansınız :)

Tezimi bitirip doktor ünvanını alayım, söz hergün 3 post gireceğim -seçimler de bitti ama, benim propagandalarım yeni başladı :D hadi hayırlısı :P-
Related Posts with Thumbnails