5 Kasım 2012 Pazartesi

Yine, yeni, yeniden... Ama bu sefer daha kalabalık...

Artık biliyorsunuz ki, uzun aralar verip, paşa gönlüm istediğinde post girer hale geldim. Yani bu benim rutinim oldu. Elim gitmediğinden mi yoksa yüreğim düşmediğinden mi bilmiyorum. Ama tamamen de kopmuş değilim bu alemden. Israrla takipteyim, her gün listemdeki yüzlerce blogda neler olmuş diye meraklı meraklı izlemedeyim. Ama şu aralar hayatımda çok önemli şeyler oluyor.

Hayatımın en önemli sınavına hazırlanıyorum.  Burada sürekli bıd bıd başınızın etini yediğim ve yılan hikayesine dönen doktora sınavım değil bu kez beni, kalbimi ve beynimi meşgul eden. Daha keyifli, daha kalıcı bir sınav olacak bu. 22 haftadır içimde başka bir hayatı taşımanın sonsuz keyfini sürüyorum :)


Minik bir beyefendi, başköşesine oturmak için benim ve sevgilimin kalbini seçti. Her kontrol öncesi deli gibi heyecanlanıyor, minik ayaklarını, ellerini gördükçe tarifsiz bir mutluluk yaşıyorum.

Kısacası anne oluyorum :)  Bu haberi paylaşmak için şu andan ve buradan daha uygunu yok benim için...

4 Haziran 2012 Pazartesi

Dünyanın En Sessiz Süpürgesi Rowenta ile Tanışın!

Elektrikli ev aletlerinin güvenilir markası Rowenta yine bir ilke imza atmış. Silence Force Extreme adını verdiği süpürge serisinde güç ve sessizliği bir arada sunmuş. Çıt çıkarmadan çalışırken evimizi dip köşe temizleyen Rowenta ile temizlikte yeni bir döneme adım atıyoruz.

Rowenta Silence Force Extreme dünyanın en sessiz süpürgesi! Düğmesine bastığınızda çalıştığı neredeyse anlamıyorsunuz. Bu sessizliğinin yanında üstün bir temizleme gücüne de sahip.

Torbalı ve torbasız olarak iki ayrı kategoride ve topam 8 farklı renkten oluşan bu süpürgeler gerçekten şahane! Torbasız olanı Çoklu Siklon Teknolojisi sayesinde saatte 300 km hızla tozları süpürgenin içerisine alıyormuş. Aynı zamanda, emiş performansını kaybetmeden evi süpürmek artık çok daha zahmetsiz ve kolay.





Buradan Rowenta Silence Force Extreme’in nasıl çalıştığını izleyebilirsiniz:

Rowenta

Rowenta elektriğin zamlandığı günümüzde bizleri düşünmüş ve enerji tüketimi %50 azaltılmış. Tasarım ve renk olarak da hayran kalacağınız bir Rowenta mutlaka vardır. Ben mesela mor olanına bayıldım!

Ayrıca diğer aksesuarları da kullanım konforunu artırmak için özel olarak tasarlanmış, evde hayatınızı gerçekten de çok kolaylaştırıyor. Koltukların altını temizlerken öyle yerlere yatmanıza veya eğilmenize gerek kalmıyor.

Kısacası, evinize sessiz bir güç arıyorsanız, aşağıdaki linke bakmadan geçmeyin derim.

http://www.rowentasupurge.com

Bir bumads advertorial içeriğidir.

1 Haziran 2012 Cuma

Tez, tez... Yaz, yaz... Bitmezzz, Bitmezzz...

Merhaba sevgili takipyenler (15 yılda bir giriş yaptığım zavallı bloğumu hala takip eden varsa tabi :( ),

Efendim 30'una merdiven dayamış bir insan evladı olarak sanırım yaptığım en büyük hata, okul bitince adam gibi bir şirkette işe girmek yerine, idealist davranıp, okumak, yeni şeyler öğrenmek sevdasıyla, caaanım ülkemde akademisyen olmaya karar verip, kariyerime bu yolda devam etmemdir.



Dışarıdan bakılınca güllük gülistanlık görülen akademi camiası meğerse müthiş fragmanına, görsel efektlerine aldanıp gittiğiniz ve sonrasında hayal kırıklığıyla küçük Emrah modunda salonda çıktığınız sinema filmleri gibiymiş. Şöyle ki, bir kere üniversitede kadro bulmak, yeni bir kıta bulmaktan daha zor. Hadi bulduğunuz ve girdiğiniz diyelim -ki evvelinde master ya da doktora eğitimine başlamış olmanız lazım- öyle elim boş, gönlüm hoş otururum, elimde çayım, kahvem nette takılırım diyorsanız çok yanılıyorsunuz. Bu işin laboratuar görevleri var, sınav gözetmenliği var (şu dönem bizim üniversitede final haftası ve ben günde yaklaşık 3,5 saatimi gözetmen görevine ayırmak zorundayım :(( Bu da her gün hayatımdan boşa giden  3,5 saat demek oluyor :(((( ).


"Bunlarsa sadece, iyiyimiş yeavv, ne var bunda" dediğini duyar gibiyim sayın takipyen. Ama durrrr!! Bu sırada eğer ders aşamasındaysan, aldığın dersleri takip etmen, sınavlarına girip, kesinlikle başarılı olman gerekmektedir, çünkü dersi veren hocalar aynı zamanda mesai arkadaşlarındır ve senin başarısız olma gibi bir lüksün yoktur :)

Oldu ki doktora tez aşamasına kadar olan süreci kazasız belasız atlattın, tam oh diyecekken "Hani nerede tezin???" diye adama soruverirler. Sonra gelsin okunacak binlerce makale, yazılacak sayfalarca rapor. Sırf bu yüzden bile mesai saati bitince, işi de biten insanlara gıptayla bakıyorum. Çünkü benim mesaim 7/24 evde, işyerinde devam ediyor.

Bu arada eğer yükselmek istiyorsanız, yurt içi ve yurtdışı konferanslara katılmanız, dergilerde çalışmalarınızı yayınlatmanız gerekir, bunu yapabilmek için de durmadan çalışmanız lazımdır.

Henüz o kutlu anı, yani doktara tez savunmamı görememiş olsam da çok yakında -1-2 ay gibi- o mertebeye nail olacağımdan bende sinir stres tavan yapmış durumda. Gel gör ki bu gerilime rağmen beynim bazen benimle aynı kanıda olmayıp, "Amaaannn boşver yeaa tez de neymiş, gel azıcık Pinterest'de dolaş, aaa bak bloglarda okunacaklar birikmiş, hımmm  acaba evde dekorasyon namına neleri değiştirsek?" şeklinde kanıma girmekte ve beni girmiş olduğum bu kutsal yoldan çıkarmaya çalışmaktadır. Ama bir doktora öğrencisi, bir akademisyen yolundan dönmez, hedefinden şaşmaz!! -Gerçi bu söylediklerime ben bile inanmıyorum ama, neeeyyyseee :D -.



Bu mesleğin bu kadar kötü tarafını saydıktan sonra, ileride bu yolda yürümek isteyen genç arkadaşları daha fazla ürkütmemek adına iyi taraflarını da sıralamak isterim:

  • mesai saatleriniz esnektir, hele bölüm başkanı da arıza biri değilse işinizi yaptığınız sürece geliş-gidiş saatlerinize laf eden olmaz.
  • sürekli genç insanların arasında olduğunuz için onları öğrenciden ziyade arkadaş, kardeş gibi görür, işinizi yaparken daha enerjik ve mutlu hissedersiniz. 
  • özel sektörde birbirinin ayağını kaydırmak için yarışan insanların yerine, kendi işine bakan, genel olarak insanların birbirine saygı duyduğu ve yardımlaştığı bir çalışma ortamınız olur.
  • belki de en güzeli, özellikle yurtdışı konferanslara katılarak gitmediğiniz ülkelere gitme, bolca gezme şansınız olur, üstelik yıllık izninizden yemeden, görevli izinli olarak gittiğiniz için kafanız da daha rahattır :D
Sonuç olarak; sürekli çalışma gerektirse de, yoğun lab. programı ve sınav gözetmenlikleri canıma okusa da işimi seviyorum :D Hem sonsuza kadar asistan kalacak değilim ya elbet ben de Yard. Doç. olacağım :P (Burada hep beraber AMİN diyoruz, evrene güzel dileklerimizi yolluyoruz :D Hem belli mi olur belki birgün aranızdan birinin biricik yavrusu benim öğrencim olur :D)

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Aradığınız Emlak Hurriyetemlak.com'da!

Emlağa dair her şeyi tek çatı altında buluşturan www.hurriyetemlak.com, çok seçenekli güncel ve detaylı ilanlarıyla, gelişmiş arama özellikleri ve kullanıcı dostu tasarımıyla, sektöre dair güncel haberleri ve istatistiki bilgileriyle, tam anlamıyla emlak sektörünün nabzını tutuyor.

Satılık ve kiralık daireler, ofisler, iş yerleri ve tüm konut projelerini bulabileceğiniz www.hurriyetemlak.com, sunduğu çok sayıda seçenekle size aradığınız emlağı mutlaka bulma olanağı sağlıyor.

İlanlarda okul, hastane, restoran, alışveriş merkezi gibi çevre bilgilerine ulaşabiliyorsunuz. Video desteğiyle gayrimenkulü içindeymişcesine izleyebiliyorsunuz. Baktığınız evin ya da iş yerinin net konumunu harita üzerinde görebiliyorsunuz.

Bu kadar kolaylık ve çok seçenek varken www.hurriyetemlak.com’da, aradığınız emlağı ya da emlağınızın talibini bulmanız an meselesi!


Bir bumads advertorial içeriğidir.

8 Mayıs 2012 Salı

Bugün...

Bugün, "benden" "bize" geçeli tam 7 sene oldu.
Bugün, bir insanı en kötü zamanlarda bile ne kadar sevebileceğimi bir kez daha anladım.
Bugün, dünyaya O'nuın gözlerinden bakmanın ne demek olduğunu öğrendiğim gün. 
Bugün, midemde uçuşan kelebekler ve beni şapşala çeviren mutlulukla tanışmamın yıldönümü. 

Buraya, bugünü, tam 7 yıl önce yaşadığım heyecanı ve mutluluğu anlatacak binlerce madde ekleyebilirim ama sanırım O'nun ellerinden tutup, gözlerinin içine bakmak hepsinden daha çok şey anlatabilir. 

İşte bugün, ömrümün sonuna kadar ellerini tutacağım,  tüm şımarıklıklarına rağmen sevdiğimi söylemekten hiç bıkmayacağım, bu arada didişmekten de vazgeçmeyeceğim o adamla biz olmaya karar vermemizin yıldönümü.

Güzel gözlüm, seni çok seviyorum! İyi ki varsın, iyi ki benim yol arkadaşımsın...

19 Ocak 2012 Perşembe

YORUMSUZ!!!



Bize 19 Mayıs'ımızı, Cumhuriyetimizi ve Ata'mızı, Atatürk'ümüzü unutturmaya çalışan gafiller, insanlığımızı da unutturabilecekleri mi acaba!!!

17 Ocak 2012 Salı

Size de hiç oluyor mu??

Bazen üniversitedeki bazı çakma sarışın hatunların saçını başını yolmak geliyor içimden!! Arkadaş, insan bu kadar yapmacık, bu kadar samimiyetsiz ve bu kadar kötü kalpli nasıl olabilir, aklım almıyor! Sen birşey söylersin sırf seni incitmek ya da sırf muhalefet için karşı çıkarlar, biraz üstelesen âlâ sokak kadınından daha iyi kavgaya tutuşurlar!

Öfff bunaldım yemin ediyorum! Okulumu dereceyle bitirdim. Aldığım onca teklife, o kadar paraya  rağmen özel sektöre gitmedim ki böyle manyaklarla muhatap olmayayım diye. Üniversitedir, ilim yuvasıdır, insanlar akıllı, saygılı olur dedim ama nerede!

Yok böyle olmaz, bir iki kişiyi parçalamadan rahat edemeyeceğim yemin ederim.

Ya da en iyisi evimin kadını olmak ama o da uzak bir hayal şimdilik....
Related Posts with Thumbnails